İş sözleşmesinin feshi he işçi açısından hem de işveren açısından bazı düzenlemelere tabi tutulmuştur. İşverenin ya da işçinin bu düzenlemelere uymamasının ihbar tazminatı ödeme, kıdem tazminatı gibi alacak haklarını alamama gibi hukuki sonuçları vardır. Bu yazımda işçinin haklı nedenle fesih hakkı incelenecektir.
Haklı nedenle fesih tek taraflı bir irade beyanıdır. Karşı tarafın kabul etmesi şartı aranmadan hukuki sonuç doğurur. Halı nedenle iş akdinin feshedildiğinin karşı tarafa bildirildiği an, sözleşme feshedilmiş sayılır. Ancak burada, seçilen haklı neden bağlayıcıdır. Sözleşme haklı nedenle feshedildikten sonra, başka haklı nedenler öne sürülerek fesih yapılamaz.
İşçi, süresi belirli olsun veya olmasın, kanunda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir. Ancak kanunda sayılan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallere dayanarak sözleşme feshedilecek ise; fesih bildiriminin, iki taraftan birinin bu çeşit davranışlarda bulunduğunu diğer tarafın öğrendiği günden başlayarak altı iş günü içinde ve her halde fiilin gerçekleşmesinden itibaren bir yıl içerisinde yapılması gerekir.
İş akdinin feshinin, işverene yazılı olarak bildirilmesi gerekmektedir. Uygulamada bu noterden ihtarname çekilmesi suretiyle yapılmaktadır. İhtarname gönderildikten sonra arabulucu başvurusu yapılmakta ve anlaşma sağlanmazsa dava süreci başlatılmaktadır.
İş Kanununda işçinin haklı fesih sebepleri üç ana başlıkta toplanmıştır. İş bu başlıklar sağlık sebepleri, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve zorlayıcı sebeplerdir.
İş Kanununda sayılan sağlık sebepleri aşağıdaki gibidir;
– İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılmasının, işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olması.
– İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçinin bulaşıcı hastalığa tutulması veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulması.
İş Kanununda sayılan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller aşağıdaki gibidir;
– İşverenin iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri hakkında yanlış vasıflar veya şartlar göstermek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler vermek veya sözler söylemek suretiyle işçiyi yanıltması.
– İşverenin, işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söylemesi, davranışlarda bulunması veya işçiye cinsel tacizde bulunması.
– İşverenin, işçiye veya ailesi üyelerinden birine karşı sataşmada bulunması veya gözdağı vermesi. İşverenin, işçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanuna karşı davranışa özendirmesi, kışkırtması, sürüklemesi. İşverenin işçiye ve ailesi üyelerinden birine karşı hapsi gerektiren bir suç işlemesi. İşverenin işçi hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnat veya ithamlarda bulunması.
– İşçinin, diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmaması.
– İşveren tarafından işçinin ücretinin kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmemesi veya ödenmemesi,
– Ücretin parça başına veya iş tutarı üzerinden ödenmesi kararlaştırılıp da işveren tarafından işçiye yapabileceği sayı ve tutardan az iş verildiği hallerde, aradaki ücret farkı zaman esasına göre ödenerek işçinin eksik aldığı ücret karşılanmazsa yahut çalışma şartları uygulanmazsa.
İş Kanununda sayılan zorlayıcı aşağıdaki gibidir;
– İşçinin çalıştığı işyerinde, bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebeplerin ortaya çıkması.
HUKUKİ TAVSİYE
Seçilen fesih sebebinin bağlayıcı olması, alacak kalemlerinin tespiti, arabulucu tutanaklarının bağlatıcı olması, delillerin sunumu ve toplanması gibi konular usulü işlem olup takibi gereken konulardır. Bu ve sair diğer hususlar haklı iken davanızı kaybetmenize neden olabilir. Bu kapsamda dosyanızı avukat aracılığıyla takip etmenizi önerir ve iyi günler dilerim.